Muhteşem Gatsby
Muhteşem Gatsby – Ciltli Şömizli
Muhteşem Gatsby yalnızca Fitzgerald’ın en parlak yapıtı değil, aynı zamanda 20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en iyi romanlarından biridir. Kahramanı Jay Gatsby’nin Long Island’da bir malikânede sürdürdüğü debdebeli yaşam tarzı, "Caz Çağı” olarak bilinen 1920’li yılları bütün coşkusu, aşırılıkları, şiddeti ve çöküşüyle yansıtır. Eğitimsiz bir aileden gelen yoksul Gatsby, kendini baştan yaratır. Servet ve güç kazanarak yeni umutlar ve başlangıçlar vaat eden bir hayatın eşiğine gelen bu gizemli milyonerin tek dürtüsü saplantı haline getirdiği ilk aşkı Daisy’ye kavuşmaktır. En parlak düşlerinin bir öpücükte cisimleştiği beş yıl önceki bir anı yeniden yakalamaktır aslında. Ama geçmiş geçmiştir ve tekrar edilmesi mümkün değildir. Gatsby’nin uğradığı yıkım, Amerikan Rüyası’nın da çöküşüdür.
Francis Scott Fitzgerald (1896-1940): "Caz Çağı”nın ruhunu büyük bir başarıyla canlandıran Fitzgerald, Yitik Kuşak adıyla anılan yazarların önde gelenlerindendir. St. Paul Academy ve Newman School’dan sonra bir süre devam ettiği Princeton Üniversitesi’nde parlak bir öğrenci oldu. 1917’de orduya katıldı. İlk romanı This Side of Paradise (1920; Cennetin Bu Yakası) yazara büyük bir ün kazandırdı. Ardından, The Beautiful and Damned (1922; Güzel ve Lanetli) adlı ikinci romanı yayımlandı. Fitzgerald bu arada 1918’de Alabama’da askerken tanışıp âşık olduğu Zelda Sayre ile evlendi. 1924’te Fransız Rivierası’na yerleşen çift kendilerini orada yaşayan bir grup Amerikalıdan oluşan bir çevrede buldular. Yazar Tender is the Night (1934; Kırılgandır Gece) adlı romanında bu çevreyi anlatır. Fitzgerald 1934’te Hollywood’u konu alan The Last Tycoon (Son Patron) adlı romanına başladı, ancak bu romanı bitiremeden kalp krizinden öldü.